Borçlu üzerinde bir ya da birden fazla alacaklının yaptığı takip sonucunda tüm alacaklıların alacağı karşılanması durumunda hacze iştirak söz konusu değildir. Ancak borçluya karşı takip başlatan bir ya da birden fazla alacaklının alacağı, borçlunun mallarının satışıyla tamamen karşılanamıyorsa hacze iştirak gündeme gelecek ve şartları sağlanıyorsa hacze iştirak mümkün olacaktır.
Hacze İştirak Ne Zamana Kadar Yapılabilir?
Alacaklı hacze iştirak etmek istiyorsa, ilk haczin gerçekleştirilmesi üzerine satışı gerçekleştirilen malın bedeli icra veznesine girinceye kadar mümkündür. Bu süreden sonra hacze iştirak imkanı ortadan kalkar. İİK m. 100/I ve m. 101/I’de belirtilen şart adi iştirak ve imtiyazlı iştirak için de geçerlidir.
Adi İştirak
Hacze iştirak edebilmek için alacaklının, ilk haciz üzerine satışı gerçekleştirilen malın icra veznesine girinceye kadar süresi olduğunu söylemiştik. Ama bundan önce, hacze iştirak etmek isteyen alacaklının başlattığı icra takibini kesinleştirmiş olması gerekmektedir. Bununla beraber alacaklı, borçluya karşı takip yapması mümkün değilse ve takibini kesinleştirmemişse, başka bir alacaklı tarafından yapılan hacze iştiraki gerçekleşemez. İlk haciz üzerinden ilk alacaklı, borçlunun mallarının satışından alacağının tamamını karşılar ve mal satışından kalan para olursa, ikinci alacaklı alacağını bu paradan karşılamaktadır. Eğer ilk alacaklı alacağının tamamını tahsil ettiği halde artan para olmazsa, ikinci alacaklı borçlunun diğer mallarının satışını isteyebilecektir. Ancak bu olasılıkta, hacze iştirakten ziyade hacizli malın satışından alacaklının alacağını tahsil etmesi söz konusudur.
Hacze Adi İştirakin Şartları
- Alacaklının borçluya karşı icra takibin başlatıp bu takibin kesinleştirilmiş olması: Başka bir alacaklının takip yapmadan veya haciz uygulatma yetkisine sahip olmadan hacze iştirak yapabilmesi mümkün değildir. Bu şekilde yapılabilmesi olan iştirak, adi iştirak değil imtiyazlı iştiraktir. Alacaklı genel haciz yoluyla takip yapabileceği gibi, kambiyo senetlerine özgü takip ya da ilamlı takip yoluyla da hacze iştirak yapabilmektedir. Ancak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, ilk öncelikle rehin paraya çevrilmesi işlemi uygulatılması gerekeceğinden takip sona erecektir. Bu yüzden rehinli alacağı olan alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla hacze iştirak edemez.
- Alacaklının, ilk haciz uygulatan alacaklıya göre daha önce doğan bir alacağının olması: Alacaklı hacze iştirak etmek istiyorsa, haciz isteğini ilk hacizden sonra söylemiş olsa bile alacak hakkının öncelikle var olması gerekmektedir. İlk haciz buradaki anlamıyla haczin uygulandığı andır, hacze karar verildiği an değildir. Eğer iki haciz de aynı gün uygulatılmışsa, saatlere bakılarak ilk haciz belirlenmektedir.
- Örnek 1: İlk haciz alacaklısı eğer ilamsız takip yapıyorsa ve ilk haczi gerçekleştiren (A) alacaklısı 25.09.2020’de takip başlatmışsa, hacze iştirak etmek isteyen (B) alacaklısının 25.09.2020 tarihinden önce alacağının doğmuş olması gereklidir.
- Örnek 2: İlk haciz alacaklısı eğer ilamlı takip yapıyorsa, dikkate alınması gereken nokta, ilam kararının verildiği davanın açılma tarihidir. İlk haczi gerçekleştiren (A) alacaklısı 24.04.2020 tarihinde dava açıp ve sonucunda aldığı ilama dayalı olarak takip yapıp borçlunun mallarını haczetmişse, alacaklı (B)’nin hacze iştirak edebilmesi için 24.04.2020 tarihinden önce alacağının doğmuş olması gereklidir.
- Alacaklının iddia ettiği öncelik şartının kanunda sayılan sınırlı belgelerle ispat edilmiş olması: Kanun koyucu kötü niyetli kişilerin belge üzerindeki tarihi değiştirip öncelik şartını kötüye kullanabilme ihtimaline karşı belge şartı getirmiştir. Bu belgeler ise:
- Öncelik şartındaki ilamsız takipte takip öncesinde veya ilamlı takipte dava öncesinde doğan bir alacak için, alınmış bir aciz belgesi. Dikkat etmek gerekir ki, aciz belgesinin takip veya dava öncesinde alınması aranmamaktadır. Aciz belgesi içeren bir takibin, öncelik şartını sağlamasına bakılmaktadır.
- Şartlarda belirtilen hususlarda takip veya dava tarihinden önce, mahkeme kararı sonucunda verilen ilam. Bununla beraber takipten önce dava açılması yeterli olacaktır.
- Takipten veya dava tarihinden önce, tarih bulunduran resmi veya tarihi ile beraber imzası tasdik edilen senet. Bu hususta adi nitelikteki senetler hacze iştirak için uygun belgeler olarak kabul edilmemektedir.
- Diğer belgelerde olduğu gibi takipten veya dava tarihinden önce olmak üzere, resmi daireler veya yetkili makamların yetkilerince usulüne uygun olarak verdikleri makbuz ya da belgeler.
Sonuç olarak belirtilen belgeler, yapılan ilk hacze karşı iştirak etmek isteyen alacaklının takip hakkının, takip veya dava öncesinde doğmuş olmasını gerektiren belgelerdir. Yanı sıra, Yargıtay kararıyla rehin açığı belgesi de, hacze iştirak etmeye imkan sağlayan bir belgedir. Görüldüğü üzere, kanun koyucunun hacze iştiraki mümkün kılan belgeler arasında adi nitelikteki belgeleri saymamıştır. Bunun sebebi kötü niyeti bertaraf etmektir ve adi nitelikli belge üzerindeki imza ikrar edilmiş olsa bile yukarıdaki belgeler arasında yer almaz. Ancak, alacaklı takip veya dava tarihinden önce, adi nitelikli bir belge ile takip başlatıp takip sonucunda aciz vesikası almışsa hacze iştirak edebilir. Dikkat edilmesi gereken husus, burada adi nitelikli belge sayesinde hacze iştirakinin sağlanmadığı, daha çok sonucunda almış olduğu aciz vesikası ile yapabilmiş olmasıdır.
Adi İştirak Usulü
Alacaklı hacze iştirak etmek istiyorsa, iştirak etmek istediği ilk haczin konulduğu icra dairesine başvuracak ve talebini icra müdürüne iletecektir. İcra müdürü, gelen talebi inceleyip hacze iştirak koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakacaktır ve karar verecektir. İştirak talebinin onayı veya reddine ilişkin, bundan menfaati olan ilk haciz alacaklısı veya sonradan iştirak etmek isteyen alacaklı şikayet yoluna başvurabilecektir. İcra müdürünün hacze iştirak talebini, koşulların uygunluğu ile onaylaması sonucunda, eğer borçlunun tüm mallarının tüm alacaklıların alacağını karşılamayı sağlıyorsa, ilk haciz tutanağı üzerinde işleme yapılmaktadır. İştirak eden alacaklı ilk haciz tutanağının bir örneğini alabilmektedir. Bunun yanı sıra, hacze iştirak İİK madde 103’e göre önceden haciz koyduran veya iştirak eden diğer alacaklılarla beraber borçluya bildirilmektedir ve beyanları varsa alınmaktadır. Hacze iştirake yeni alacaklıların gelmesi veya haczin kalkması durumunda da tapu siciline haber verilmektedir. Ancak, icra müdürü hacze iştirak edilmesi durumunda tüm alacaklıların alacağına kavuşamayacağını takdir ederse, kalan alacakları karşılamak adına ilave haciz yapma yoluna gidebilmektedir. İlave haciz için alacaklının ya da alacaklıların talebi gerekmektedir. İlave haczin gerçekleştirilmesi durumunda İİK madde 104 gereği ilgili kişi ya da makamlara bildirilmesi gerekmektedir.
İmtiyazlı İştirak
Hayatın olağan akışında borçluya karşı fiilen ya da hukuken haciz başlatamayan kişiler olabilmektedir. Bu kişilerin hacizden önce takip başlatması, takibi kesinleştirmesi ve ardından hacze iştirak etmelerini istemek bazı hallerde bu kişileri dezavantajlı olacakları bir duruma koyabilmektedir. Zira dezavantajlı oldukları için borçlunun mallarının satışı gerçekleşip alacak haklarını yerine getirmeyebilirler. Kanun koyucu bu noktada, bu kişilerin lehine olacak şekilde hacze iştiraklerini daha imtiyazlı bir hale gelmelerini sağlamıştır. Sonuç olarak, başka kişilerin alacakları için koyduğu hacze takip yapmadan da iştirak edebilmektedirler. İmtiyazlı iştirak, kanunda belirtilen kişilere münhasırdır. Üçüncü kişilere devren geçmesi mümkün değildir.
İmtiyazlı İştirakin Şartları
- Alacaklının hacze imtiyazlı iştirak edebilecek konumda olması: Kanunda belirtilen kişilerin dışında diğer alacaklıların imtiyazlı iştirak yapamazlar. İmtiyazlı iştirak yapabilme imkanı bulunan kişiler ise şöyle sayılmıştır:
- Evlilik birliği içinde doğan bir alacağa sahip olan borçlunun eşi.
- Reşit olsa dahi, borçlunun çocukları.
- Borçlunun kayyımı ya da vasisi olduğu kişiler.
- Ölünceye kadar bakma alacaklısı.
- Kötü şartlı olmamak koşuluyla, nafaka ödenmesine gösteren ilamı bulunan nafaka alacaklısı.
Yukarıda sayılan evlilik, vesayet, velayet ilişkinin devamı veya kopması ihtimalinde, bir sene içinde kullanma süre şartı vardır. Bu süreye dava ya da devam eden takibin süresi dahil edilmez. Fakat ölünceye kadar bakma alacaklısı, reşit çocuk ya da nafaka alacaklısı bakımından bu şart aranmamaktadır.
- Takip yapmanın gerekli olmaması: İmtiyazlı iştirak yapabileceği belirtilen kişiler, doğrudan hacze iştirak edebilmektedirler. Adi iştirakteki gibi takibin kesinleştirilmesi şartı aranmamaktadır.
İmtiyazlı İştirak Usulü
İmtiyazlı iştirak hakkına sahip alacaklı, satılan mal sonucundaki bedelin icra veznesine girmesinden önce sebebini söyleyerek hacze iştirak ettiğini ilk haczin işlendiği icra dairesine yapmaktadır. İcra dairesi talep sonucunda haciz koyduran alacaklılara ve borçluya bunu bildirip itiraz edilmesi konusunda yedi günlük süre vermektedir. Olası bir itiraz durumunda, imtiyazlı iştirak geçici şekilde kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra hacze iştirak etmek isteyen imtiyazlı alacaklının, yedi gün içerisinde mahkemede dava açması gerekmektedir. Bu konudaki görevli mahkeme, genel hükümlere göre belirlenmektedir ve yetkili mahkeme ise yer mahkemesidir. Dava sonucunda verilen hüküm tarafları bağlamaktadır, üçüncü kişilere etki etmemektedir. İmtiyazlı iştirak hakkına sahip alacaklı yedi gün içerisinde, itiraz eden davalıya karşı dava açmazsa, geçici haczi ve hacze iştirak etme hakkı ortadan kalkmaktadır. Şayet, bu kişi nafaka alacaklısı ise, elinde ilam bulunduğu için süre şartı aranmamaktadır.
Takipten veya Davadan Önce Alacağın Doğmuş Olma Şartı
Şikayetçi vekili, nafaka alacağının tahsili için ilamlı takip yaptıklarını, borçlunun SGK’dan olan hak edişleri ile ilgili olarak sıra cetveli düzenlendiğini, müvekkilinin alacağının nafaka alacağı olmasına rağmen sıra cetvelinde yer verilmediğini, İİK’nın 101. maddesine göre müvekkilinin hacze iştirak etmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemenin 26.11.2015 tarih 2014/407 E. – 2015/874 K. sayılı şikayetin kabulüne dair kararını şikayet olunan … vekilinin temyiz etmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 18.12.2018 tarihli 2016/1741 E. – 2018/5921 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu şikayetin kabulüne sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı şikayet olunanlar vekilleri temyiz etmiştir. İİK’nın 100. maddesi hacze iştirak hallerini düzenlemiştir. İİK’nın 101/1. maddesi takipsiz iştirakin borçlu ve alacaklılara bildirilerek itiraz edilmemesi halinde mümkün olabilen alacakları belirlemiş, İİK’nın 101/3. maddesi ise nafaka alacaklarının kötü niyet hali müstesna olmak üzere takipsiz aynı derecede hacze iştirak edebileceğini hüküm altına almıştır. Şikayetin konusu nafaka alacağı olduğu için İİK’nın 103/3. maddesi olayın çözümünde uygulanacak maddesidir. Yukarıda belirtildiği gibi iştirak kanunun 100. maddesinde düzenlenmiştir. İlk hacze iştirak edebilecek alacaklının maddede 4 bent halinde sayılan hallerden birine sahip olması gerekir. Somut olaya geldiğimizde şikayet edilen ilk haciz sahibi …’na ait Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2313 E sayılı dosyasının takip tarihi 16.03.2012 tarihidir. Bu takip ilamsız icra takibi olduğu için bu takipte konulan ilk hacze iştirak edecek alacaklının İİK’nın 100/2 bendi uyarınca “takipten önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama” istinat etmesi gerekir. Şikayetçinin nafaka alacağı 05.09.2012 tarihli açmış olduğu dava sonrası aldığı ilama dayalıdır. Sıra cetvelinin düzenlendiği şikayet edilenin takip dosyasının takip tarihi ise 16.03.2012’dir. Bu durumda nafaka alacağının ilk hacze iştirak etmesi şartları mevcut değildir. Bu gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken İİK’nın 101/son fıkrasına yanlış mana verilerek şikayetin kabulü doğru olmamıştır (Yargıtay 6. HD. 13.10.2021 tarihli 2021/782 Es. 2021/839 Kr).
İlk Haczin Kamu Alacağı Olması
Şikayetçi vekili, icra müdürlüğü tarafından sıra cetveli yapıldığını, ancak paylaşıma konu bedelin garameten dağıtılması gerekirken hatalı olarak tamamının 1. sıraya verildiğini, ayrıca icra dosyasında takas talebinde bulunduklarını ve buna ilişkin şikayetlerinin derdest olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet olunan kurum alacağının prim alacağından kaynaklandığı, İİK’nın 206. maddesi uyarınca kamu alacaklarının imtiyaz hakkı kural olarak iflas tasfiyesi bakımından geçerli olup somut olayda bu hükmün uygulanmasına imkan olmadığı AATHK’nın 21/1. maddesi uyarınca ilk hacze iştirak şartlarından yararlanabileceği, icra müdürlüğünce paranın garameten paylaştırılması gerektiği gerekçesi ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı şikayet olunan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından borçlunun davada taraf gösterilmesinin hatalı olduğu, şikayet olunan SGK’nın alacağının kamu alacağı olduğu ve ilk haciz olduğu, ilk haczin kamu alacağı olması halinde kamu alacağına iştirakin mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, şikayetin şikayet olunan borçlu yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile şikayet olunan SGK yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir (Yargıtay 23. HD. 10.12.2020 tarihli 2018/597 Es. 2020/4191 Kr).
Adi Nitelikli Senetlerin Kabul Edilmemesi
Şikayetçi vekili, Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/525 E sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde müvekkilinin hacizlerinin ilk dört dosyanın haczinden önce olduğunu, icra müdürlüğünce müvekkil hacizlerinin sonraki sıralara alındığını, sıra cetvelinin hatalı olduğunu, 4. sıradaki alacaklı … Bank dosyasında yapılan tebliğ işlemlerinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek şikayet olunanın dosyasındaki tebligat işlemlerinin muvazaalı olduğunun tespiti ile sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.
Şikayet olunan … Bank vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz kararı ile başlatılan takiplerde ihtiyati haczin kesin hacze iştirak için İİK. 100. maddesindeki şartların taşıması gerektiği, ilk kesinleşen haczin davalının haczi olduğu, davacının takibinin kambiyo senetlerine mahsus takipte çekten kaynaklandığı, kambiyo senetlerine mahsus başlatılmış takiplerin İİK. maddedeki hükümlere göre hacze iştirak ettirilmeyeceğinden şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir (Yargıtay 23. HD. 17.06.2020 tarihli 2016/8541 Es. 2020/2122 Kr).